
Havacılık sektörü, meteorolojik olayların artan etkisiyle mücadele ederken, çevresel sürdürülebilirlik ve operasyonel güvenliği sağlamak adına önemli adımlar atıyor. Son dönemde yayımlanan raporlar ve yapılan teknolojik yatırımlar, havacılığın geleceğinde meteorolojinin kilit rolünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
İklim Değişikliğinin Havacılığa Etkileri Gündemde
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 2024 yılında yayımladığı “İklim Değişikliğinin Hava Tehlikeleri Üzerindeki Etkileri ve İklim Değişikliğinin Havacılık Operasyonları Üzerindeki Etkilerinin Analizi” başlıklı bulgu derlemesinde, iklim değişikliğinin havacılık endüstrisini derinlemesine etkilediğini vurguladı. Rapora göre, artan sıklıkta ve yoğunlukta meydana gelen tropikal siklonlar, türbülans gibi hava olayları, havalimanlarının ve hava sahalarının operasyonlarını olumsuz etkileyerek bölgesel ve küresel çapta zincirleme reaksiyonlara yol açabiliyor. WMO, havacılık meteoroloji topluluğunun, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) ve diğer endüstri ortaklarına iklim değişikliğine uyum sağlama, etkilerini azaltma ve dayanıklılık oluşturma çabalarında destek sağlamak için çalıştığını belirtiyor.
Havacılıkta Çevresel Sürdürülebilirlik ve Meteorolojik İşbirliği
Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) ve EUROCONTROL, sürdürülebilirlik ve sivil-askeri işbirliği konularında ortaklıklarını güçlendiren yeni bir Mutabakat Zaptı (MoC) imzaladı. Bu işbirliği, sürdürülebilir havacılık ve hava trafik yönetimi (ATM) alanlarındaki ortak hedefleri ilerletmeyi, çevre politikalarını desteklemeyi ve yeni havacılık aktörlerinin Avrupa ağına entegrasyonunu kolaylaştırmayı amaçlıyor. Özellikle konvektif hava olaylarının havacılık üzerindeki olumsuz etkilerini öngörme, yönetme ve bu etkilerden korunma stratejileri gibi meteoroloji merkezli çalışmalar da bu işbirliği kapsamında değerlendiriliyor.
Kaynak: EASA and EUROCONTROL reinforce partnership on sustainability and civil-military cooperation
Avrupa’da uçakların yer hareketleri sırasında yakıt tüketimini ve emisyonlarını azaltmayı hedefleyen HERON (Highly Efficient gReen OperatioNs) projesi kapsamında Taxibot adı verilen hibrit-elektrikli yer çekicilerinin denemeleri hız kazanıyor. Amsterdam Schiphol gibi havalimanlarında yapılan bu denemeler, uçak motorlarının taksi sırasında kullanılmasını ortadan kaldırarak CO2 ve NOx emisyonlarında önemli düşüşler sağlamayı amaçlıyor. Bu tür projeler, havacılığın çevresel ayak izini azaltma ve meteorolojik etkilerle başa çıkma konusunda önemli adımlar olarak öne çıkıyor.
Havalimanlarında Meteorolojik Teknoloji Yatırımları
Meteorolojik verilerin doğru ve zamanında elde edilmesi, havacılık operasyonları için hayati önem taşıyor. Bu kapsamda, havalimanları teknolojik altyapılarını güçlendirmeye devam ediyor:
- Portekiz’den Rüzgar Tespit Sistemi: Portekiz’deki NAV Portugal, Madeira Havalimanı’na olumsuz rüzgar koşullarını azaltmak için yeni bir rüzgar tespit sistemi kurdu. 10 km’den fazla menzile sahip bu sistem, yüksek hassasiyetle ve neredeyse gerçek zamanlı olarak meteorolojik veriler toplayarak operasyonel güvenliği artırıyor.Kaynak: NAV Portugal delivers new wind detection system to Madeira Airport
- Malta’dan Otomatik Hava İstasyonları: Malta Havalimanı’ndaki Meteoroloji Ofisi, iki yeni otomatik hava istasyonu (AWS) yatırımı yaparak istasyon sayısını 10’a çıkardı. Mosta ve San Lawrenz’e kurulan bu istasyonlar, yağış, sıcaklık, nem, çiğ noktası ve rüzgar hızı/yönü gibi verileri ölçerek Malta Adaları genelindeki hava koşulları hakkında daha eksiksiz bir resim sunuyor.Kaynak: THE METEOROLOGICAL OFFICE INVESTS IN TWO NEW AUTOMATED WEATHER STATIONS – Malta International Airport
Bu gelişmeler, havacılık sektörünün meteorolojik zorluklara karşı adaptasyon yeteneğini ve gelecekteki operasyonel güvenliği ve sürdürülebilirliği sağlamak için yapılan sürekli yatırımları göstermektedir.