
Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) çalışanları, uzun süredir devam eden yapısal bir adaletsizliğin giderilmesini talep etmektedir. Uluslararası sivil havacılık sisteminin ayrılmaz parçası olarak seyrüsefere hizmet sağlayan meteoroloji personeli, benzer görev tanımına sahip diğer kurum personeline kıyasla 50 kata varan oranda daha düşük ek ödeme (havacılık tazminatı ve performans primi) almaktadır. Bu durum, “eşit işe eşit ücret” ilkesinin ciddi şekilde zedelendiği anlamına gelmektedir.
Toplu Sözleşme Süreci ve Beliren Gerekçeler
2026–2027 yıllarını kapsayacak toplu sözleşme süreci yaklaşırken, yetkili sendikanın bu konuyu gündeme taşıyacağına dair beklenti güçlenmiştir. Ancak çeşitli çevrelerde bu sorunun kolaylıkla çözülemeyeceği yönünde bazı teknik ve idari gerekçeler öne sürülmektedir. Sıklıkla dile getirilen bazı görüşler şunlardır:
- Artış yapılsa bile kurumun bunu ödeyemeyeceği,
- Maliye’nin bu düzenlemeyi kabul etmeyeceği,
- “Para kalırsa ödenir” benzeri hükümler nedeniyle riskli bir durum oluşabileceği,
- Mevcut ödemelerin bile kesintiye uğrayabileceği endişesi.
Bu ifadeler, doğrudan resmi bir ağızdan dile getirilmese de, çeşitli görüşmelerde ve kulislerde dile getirildiği duyulmaktadır. Ancak bu yaklaşımların teknik geçerliliği sorgulanmalıdır. Aşağıda, bu gerekçelerin neden aşılabilir olduğu açıklanmaktadır.
📌 1. Artış, 2026 Yılı İçin Geçerli Olacak
Toplu sözleşmelerin yürürlük tarihi 1 Ocak 2026’dır. Bu da, alınacak herhangi bir artış kararının, planlaması yapılacak olan gelecek yılın bütçesine yansıtılabileceği bunun ise tamamen Eurocontrol’e fatura edilerek geri alınabileceği yani kuruma ek bir yük getirmeyeceği anlamına gelir.
📌 2. Ödeme, Ne Maliye’den Ne De DHMİ’den – Tamamen Eurocontrol Sistemi Üzerinden
MGM’nin havacılık faaliyetlerine ilişkin hizmetleri, DHMİ tarafından Eurocontrol’e fatura edilmekte ve bu faturaların karşılığında ülkemize döviz girişi sağlanmaktadır. Bu modelde:
- Ne Hazine’ye ne de DHMİ’ye herhangi bir yük söz konusu değildir.
- Aksine, Eurocontrol sistemi üzerinden ülke ekonomisine katkı sağlanmaktadır.
Ancak ne yazık ki, Eurocontrol gelirlerinin yalnızca çok küçük bir kısmı meteoroloji personeline aktarılmaktadır. Oysa DHMİ ve SHGM gibi kurumların, bu sorunu nasıl çözdükleri ve haklarını nasıl kazandıkları, sendika yetkililerince dikkatle incelenip öğrenilebilir. Söz konusu kurumlar, maliyeye ek yük getirmedikleri gerekçesini net ve ikna edici biçimde ortaya koydukları için bu kazanımlara ulaşabilmişlerdir.
📌 3. “Para Kalırsa” Maddesi, Hukuki Bir Engel Değildir
Bugünkü ödeme yönetmeliğinde bulunan “para kalırsa ödenir” hükmü, tamamen değiştirilebilir bir maddedir. Bu ifade, ne anayasal bir zorunluluk ne de mali bir kuraldır; aksine, geçmişte yetkili sendika tarafından toplu sözleşmeye eklenmiş bir düzenlemedir. Dolayısıyla, bu sorunun çözümü de yine yetkili sendika eliyle olmalıdır.
📌 4. “Az da Olsa Alıyorduk” Demekle Yetinmeyiz
Bu adaletsizliğe karşı ses çıkarmak yerine, “hiç yoktan iyidir” anlayışı, sistematik haksızlığı normalleştirmek anlamına gelir. Meteoroloji personeli, pastadan düşen kırıntıları değil, hakkı olan payı talep etmektedir.
O Halde Neden Hâlâ Geri Duruluyor?
Bu sorunun çözümü teknik değil, tamamen irade meselesidir. Eurocontrol gelirlerinin dağılımı, hangi kurumun hangi hizmet karşılığında ne kadar pay aldığı ve meteoroloji personelinin nasıl geri planda bırakıldığı; sitemizde yayımlanan yazılarla defalarca analiz edilmiştir.
Bu konuya çözüm üretmek isteyen herkes, DHMİ ve SHGM gibi örneklere bakarak nasıl çözüm bulunabileceğini açıkça görebilir.
Bu toplu sözleşme, ya bu adaletsizliği sürdürecek ya da son verecek bir dönüm noktası olacaktır.
Yetkili sendikadan beklenti açık ve nettir:
“Yapılması zor” demek kolaycılığa kaçmaktır, “nasıl yapılır” ‘ın yolları aranmalıdır.
🔗 #MeteorolojiEylemeHazırlanıyor
🔗 #HavacılıkTazminatı
İşte karşınızda söz konusu adaletsizliğin çarpıcı tablosu. Takdiri kamuoyuna bırakıyoruz.
